22 Aralık 2014 Pazartesi

BAĞIMSIZLIK !!!



''Tren raylarını severim. Bağımsızlığı, gidebilmeyi, kalmak zorunda olmamayı anımsatır. Tren rayları bir tür bağımsızlıktır benim için...''

Tezer Özlü _ Yaşamın Ucuna Yolculuk

16 Aralık 2014 Salı

Joan Miró. Kadınlar, Kuşlar, Yıldızlar ve Sakıp Sabancı Müzesi

   Sanırım Sakıp Sabancı Müzesi'nde yer alan sergi veya sergileri gezmek ve o harika manzaralı bahçesinde vakit geçirmek benim vazgeçilmezlerim arasına girdi







   Bu sefer Joan Miro için oradaydım. Katalan ressam ve heykeltraş Joan Miro'nun olgunluk dönemi eserlerinin yer aldığı  kadın, kuş ve yıldız temalarına yoğunlaşan sergi, resim, baskı, heykel ve seramiklerin bulunduğu zengin bir seçkiyle sanatseverlerin beğenisine sunuluyor.
   Sakıp Sabancı Müzesi'ne  gidenler biliyordur ki koleksiyon sahibi sanatçının yaşamına ve eserlerinin yapım aşamasına dair belgesel tadında gösterimlere yer verilmektedir. Burada izlediğim ve gözlemleyebildiğim kadarıyla eserlerini böylesine tutkuyla yaratan insanlara hayran olmamak elde değil...
   Özellikle heykelleri bi hayli dikkat çekiyor; bir de heykellerini yaparken esinlendiği objeleri görünce yaratıcılık bu olsa gerek diye düşünüyorsunuz.


              
              Kaçan Kız 1967


                                                                      Kişi 1970

    Joan Miro sergisi 1 Şubat 2015'e kadar devam edecek. Şubat demişken Sakıp Sabancı Müzesi'nin bahçesi karlar altında da ayrı bir güzel oluyor; naçizane bir tavsiye :)


15 Aralık 2014 Pazartesi

Gabriel Garcia Marquez


 


"birisi, kabuk tutmuş yaralarımızı okşamaya başladığında, cırt diye açılıveriyor ve oluk oluk kanama başlıyor yeniden… birine teslim olduğumuzda ve içimizi döktüğümüzde, bedenimiz ve ruhumuz kan içinde kalıveriyor. o yüzden değil mi, içimizi tutmalarımız, birine teslim olmaktan korkmalarımız, ortalıkta tedirgin ve gergin dolanmalarımız? -anlatsam mı, anlatmasam mı?- kararsızlığımız, -bu sevgi beni acıtır mı?- kuşkularımız…"

Gabriel Garcia Marquez

13 Aralık 2014 Cumartesi

BAŞLANGIÇLAR VE yollar



   ''Başka biri olsaydı, 'kökler'den söz ederdi....Benim sık kullandığım bir sözcük değil bu. 'Kök' sözcüğünü sevmem, imgesinden  daha da az hoşlanırım. Kökler toğrağa gömülür, çamurun içinde kıvrılıp bükülür, karanlıklarda dal budak salar; daha doğumundan başlayarak ağacı tutsak eder ve gözünü korkutarak beslerler: 'Özgür kalırsan ölürsün!'

    Ağaçlar, boyun eğmek zorundadır; kökleri onlara gereklidir, insanlara değildir oysa. Biz ışığı soluruz, gözümüz göklerdedir ve toprağın altına girdiğimizde, çürüyüp gitmek içindir bu. Doğduğumuz toprağın cansuyu, ayaklarımızdan başımıza doğru yükselmez, ayaklar yalnızca yürümeye yarar. Bizim için, yalnızca yollar önemlidir. Bize göz diken, bizi isteyen onlardır. Yoksulluktan zenginliğe ya da başka bir yoksulluğa, kölelikten özgürlüğe ya da kanlı bir ölüme giderken. Bize sözler verir, bizi taşır, itekler, sonra da terkederler. Ve o zaman tıpkı doğduğumuz gibi, kendi seçmediğimiz bir yolun kıyısında ölüp gideriz.''

Amin Maalouf  (Yolların Başlangıcı)