Nazım Hikmet'in yolcusu bu defa Yıldırım Fikret Urağ yönetmenliğinde Şehir Tiyatroları sahnesinde..
Bundan 36 yıl önce Savaş Dinçel yönetmenliğinde sahnelenmiş olan oyun 1921 yılında, Kurtuluş Savaşı'nın yoğun biçimde sürdüğü günlerde,
Anadolu'nun ücra bir köşesindeki tren istasyonunda geçmektedir.
Sahne tasarımı o kadar başarılıydı ki bir de üzerine oyuncuların harika performansları eklenince oyunun içinde akıp gidiyorsunuz.
Sanırım daha önce Ozan Gözel için söylediğim şeyi Aslıhan Kandemir için de söyleyebilirim, bulunduğu her oyun benim izlemekten keyif alacağım oyunlar arasında yer alacaktır.
Ayrıca Mehmet Avdan'dan bahsetmek istiyorum ki; benim bu oyunla tanıdığım, hafızamda yer eden ve bundan sonra da takip edeceğim iyi oyuncular arasında yerini alıyor.
Eeee Nazım Hikmet ve Yolcu söz konusu olunca şu güzel dörtlüğe yer vermemek olmaz;
'' Daha güzel, daha iyi, daha doğru bir dünya...
Otları, hayvanları değil...Onlar şimdi de güzel.
İnsanları daha iyi, daha doğru bir dünya...''
Sahne tasarımı o kadar başarılıydı ki bir de üzerine oyuncuların harika performansları eklenince oyunun içinde akıp gidiyorsunuz.
Sanırım daha önce Ozan Gözel için söylediğim şeyi Aslıhan Kandemir için de söyleyebilirim, bulunduğu her oyun benim izlemekten keyif alacağım oyunlar arasında yer alacaktır.
Ayrıca Mehmet Avdan'dan bahsetmek istiyorum ki; benim bu oyunla tanıdığım, hafızamda yer eden ve bundan sonra da takip edeceğim iyi oyuncular arasında yerini alıyor.
Eeee Nazım Hikmet ve Yolcu söz konusu olunca şu güzel dörtlüğe yer vermemek olmaz;
'' Daha güzel, daha iyi, daha doğru bir dünya...
Otları, hayvanları değil...Onlar şimdi de güzel.
İnsanları daha iyi, daha doğru bir dünya...''